Kırşehir'in Kaman ilçesine bağlı Ömerhacılı Kasabası,
Baran Dağı'nın eteklerinde, 1710 metre rakımda kurulmuş, tipik bir Anadolu yerleşimidir. Coğrafi olarak plato görünümünde olan bu kasaba, köklü tarihiyle dikkat çeker.
Tarihi kaynaklara göre Ömerhacılı’nın bulunduğu topraklarda, milattan 2000 yıl öncesine dayanan dönemlerde Asurlular, Hititler, Urartular ve Frigler hüküm sürmüştür. Anadolu'nun birçok bölgesi gibi Ömerhacılı da farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmış, kadim bir geçmişe sahiptir. 1071 Malazgirt Savaşı’nın ardından, 1077’de kurulan Anadolu Selçuklu Devleti'nin topraklarına katılmıştır.
1528 yılında, Kırşehir ve çevresinde Kalender adlı bir tarikat önderinin başlattığı isyanlar sonrasında, bölge halkı dayanışma içinde hareket ederek köy yerleşimine geçmiştir. Bu birliktelik zamanla kasabanın şekillenmesinde önemli bir rol oynamıştır. 1954 yılında belediye statüsü kazanmış, ancak zamanla birçok kasaba sakini özellikle Ankara başta olmak üzere farklı illere göç etmiştir.
Ömerhacılı, Yemen ve Rus savaşlarının yanı sıra Birinci Dünya Savaşı’na ve Kurtuluş Savaşı’na da asker göndermiştir. Özellikle 23 Ağustos - 12 Eylül 1921 tarihleri arasında gerçekleşen ve 22 gün 22 gece süren Sakarya Meydan Muharebesi sırasında, Ankara'yı ele geçirerek Milli Mücadele’yi sona erdirmeyi hedefleyen Yunan kuvvetlerine karşı Haymana’nın Kaltaklı bölgesini savunmak üzere 24. Tümen ve 47. Alay'dan birlikler oluşturulmuştur.
24 Ağustos'ta muharebe en yoğun haline ulaştığında, top seslerinin Ömerhacılı'nın hemen yakınındaki Baran Dağı'nın yamaçlarından duyulduğu anlatılır.
Bölge halkı arasında anlatılan bir efsaneye göre; Kurtuluş Savaşı sırasında çocuğunu kucağına alarak koyunlarını Baran Dağı eteklerinde otlatan bir kadın, Haymana tarafında patlayan topların sesini duyar. Düşmanın çok yaklaştığını sanarak, Mevla’ya şöyle dua eder: “Allah’ım beni düşman eline düşürme, ya beni taş et ya da kuş…” Rivayete göre bu samimi yakarış üzerine Allah, kadını kucağındaki bebeği ve koyunlarıyla birlikte taşa çevirir.
Bugün hâlâ Baran Dağı’ndan bakıldığında, kucağında çocuk taşıyan ve etrafında koyunları bulunan bir kadını andıran bir kaya formu görülür. Yöre halkı bu taşa "Eli Bebekli" adını vermiştir.